Dijital Ayak İzi mi, Dijital Kir mi?

Gamze Nurluoğlu
3 min readSep 28, 2020

--

Her yerde olmak ile doğru yerde olmak arasındaki ince çizgi bizi kişisel marka yapıyor.

Hay Allah; sondan başladık. Haydi başa dönelim.

Kişisel markalar.

Özellikle pandemi dönemi yıldız konumuz. Çok anlattık, çok yönettik, çok izledik.

Kişisel markaların ana noktalarından bir tanesi görünür olmak, kendinden söz ettirmek, iz bırakmak. İşte bu noktada işler biraz karıştı ama.

Dijitalde attığımız her adımda ayak izimiz çıkıyor ve yıllarca bizi takip ediyor. Katıldığımız bir yayın, yaptığımız bir röportaj, dahil olduğumuz bir konuşma, verdiğimiz bir eğitim, eklediğimiz bir yorum ve daha nicesi aslında o an yapıp bitirsek de bizi yıllarca takip ediyor.

Bir röportaj veya etkinlik için öz geçmişimizi yolladığımız bir site mesela. Dönüp yıllar sonra o sitelerde öz geçmişlerinizi yenilettiniz mi? Sizin hakkınızda hiç güncel olmayan o öz geçmişlere dokunuş yaptınız mı hiç? Aslında biz buna Dijital Varlık Yönetimi diyoruz. Geriye dönüp var olanı toparlayabilmek önemli. Ama ondan daha önemlisi bugünü yeni adımları göz önünde bulundurarak yönetmek.

Çünkü kişisel marka olmak ya da popüler olmak adına doğru yerlerde değil “her yerde” olduğunuzda dijital ayak iziniz, dijital kire dönüşüyor ve bunu toparlamak hiç de kolay olmuyor.

Peki nasıl yapacağız?

5 adımda dijital kiri nasıl engelleriz bakalım mı?

1. Görünürlük zaman aralığınızı belirleyin.

En büyük yanılgı sürekli görünür olmanın iyi bir şey olduğuna inanmakla başlıyor. İnsanların karşısına sürekli çıkmanız iyi bir şey gibi görünse de doğru aralığı bulamadığınızda can sıkıcı olabiliyor ve yine mi bu hissi uyandırabiliyorsunuz.

Trendyol reklamlarını düşünün? Bir ara her yerdeydi ve insanlar artık bunalmışlardı görmekten. İnsanları sizi gördüklerinde off yine mi bu demelerini istemezsiniz değil mi? Ne kadar faydalı şeyler de anlatsanız bu aralığı iyi belirlemediğinizde işler karışabiliyor.

O zaman ne kadar sıklıkla ve hangi içerikle insanların karşısına çıkacağınızı ayarlayın. Arayı çok açmayın ama bıktırmayın da.

2. Standartlarınız doğrultusunda karar verin.

Kendi standartlarınızı belirleyin. Mesela hangi sitelerde yazabilirsiniz, hangi kişilerin yayınlarına konuk olabilirsiniz?

Özellikle yazı alanında yeniyse kişi, her sitenin yazı teklifi cazip gelebilir. Burada da yazayım, aman şurada yazdı desinler diye düşünebilirsiniz. İlk etap için doğru bir düşünce gibi. Ama o site sizin için gerçekten uygun mu? Ya da kişisel markanızı hayal edin. Gerçekten o sitede görmek ister miydiniz? Sizi yukarı taşır mı yoksa anlık bir trafik mi getirir? Tüm bu soruları içinizde cevapladıktan sonra karar verin ve öyle yazın.

Anlık karar vermeyin; her zaman stratejik davranın.

3. Canlı yayınların aslında kalıcı olduğunu unutmayın!

Canlı yayınlar. Pandemi ile hayatımızdaki yerini iyice arttırdı. Aslında çoğumuz yayın başladı ve bitti diye düşünsek de sonrasında kaydedilen videolar hep bizimle. O nedenle iyi hazırlanın ve yayın videosunun nerelerde yayınlanacağını sorun!

Bir yayına katılmadan önce; internet kalitesi için test yapın, ışığınızı ve sesi kontrol edin, montaj yapılıp yapılmayacağını sorun. Tüm bu soruların cevabı yayının sorunsuz geçmesini sağlarken; ortaya çıkacak videonun da kalitesini yükselticektir. İnternetin derinliklerinde sesimizin, görüntümüzün kötü olduğu bir video ile karşılaşmak istemeyiz değil mi?

4. Ücretsiz katılacağınız etkinlikleri iyi seçin.

En kritik nokta burası galiba; hangi noktada ücret konuşulacak, hangi noktada marka bilinirlik yatırımı veya sosyal fayda devreye girecek.

Eğer bir ücret karşılığında verdiğiniz bir hizmet/eğitim varsa ve birileri bunu sizden ücretsiz vermenizi istiyorsa bunun konumlandırmasını iyi belirlemelisiniz.

Görünürlüğü arttırmak için sürekli ücretsiz olarak bu hizmeti/eğitimi vermeyi marka bilinirlik yatırımı olarak görseniz de bir süre sonra insanların nezdinde yaptığınız iş değer kaybedecek ve hak ettiğiniz bütçeyi istediğinizde bu bütçe hep fazla gelecektir.

O yüzden emeğinizin değerini hep koruyun. Herkese açık olarak paylaşılan ve dijitale yüklenen videolarda tüm sunumlarınızın olmamasına dikkat edin. Ücretli sattığınız bir hizmetin/eğitimin tüm noktalarına sizin kontrolünüz dışında tek bir video ile herkes ulaşsın istemezsiniz değil mi?

5. Dijital Varlık Yönetimi yapın!

Kontrol hep sizde olursa; ayak iziniz asla kire dönüşmez. Gerektiğinde müdahale eder hemen toparlarsınız.

Ayda 1 kez kendi adınızı Google’da ve tüm sosyal medya platformlarında aratın. Hakkınızda çıkan haberlere, yapılan yorumlara bakın. Yanlış bilgi var mı, biri bir yerde sizi etiketlemeden sizden bahsetmiş mi, etiketlediğiniz ama gözden kaçırdığınız var mı? Her şey kontrolünüzde olursa; algıyı hep istediğiniz yönde yönetebilirsiniz.

Başta söylediğimizi tekrar söyleyelim;

Her yerde olmak ile doğru yerde olmak arasındaki ince çizgi bizi kişisel marka yapıyor.

Popülerlikler ya da anlık trafikler gelip geçici ama kişisel marka kalıcı unutmayın :)

--

--

Gamze Nurluoğlu
Gamze Nurluoğlu

Written by Gamze Nurluoğlu

Digital Brand: Digital Marketing I Social Media I Advertising I Linkedin: gamzenurluoglu

Responses (1)